27 Ekim 2014 Pazartesi

Akvaryumda Balık Renginin Kontrolü

Akvaryumda Balık Renginin Kontrolü



Renk hormonal ve sinir sistemi tarafından kontrol edilir, ama pigment içeren besin kaynakları da balıkların renklenmesinde etkilidir. Gerek endokrin (hormonal) sistem gerek sinir sistemi balıktaki renklenmeyi etkiler. Hipofiz bezi balığın ömrü boyunca ve özellikle erginleştikten itibaren pigmentlerin depolanmasını ve üretilmesini yöneten hormonlar salgılar. Pigment üretimi ve depolanması genelde erginlik başlangıcında artar. Bir çok tür rengi kamuflaj sağlamada ve karşı cinsi etkilemede kullanır. Cichlidae familyasının balıkları özellikle ergin erkeklerin harika rengiyle bilinir. Otonom sinir sistemi bir avcı ya da agresif bir tank arkadaşı gibi bir uyarıcıya yanıt olarak seri renk değişimlerini yönetir. Balıkları gözlemlemiş herhangi biri bu renk değişiminin şaşırtıcı bir hızda olabileceğini bilir.
Ksantofil pigmentleri popüler çiklit Labidochromis caeruleusun sarı renginin kaynağıdır.
Kromatofor denen özel pigment içeren hücreler pulların altında konuşlanmıştır. Bu hücreler pigment taneciklerinin yüzeye uzak ya da yakın ve seyrek ya da sık olmalarına izin verecek şekilde dallıdır. Bu hücreler balık rengindeki değişken ve bazen hızlı değişimlerin nedenidir. Ek olarak renksiz pürin kristaller iridofor denen özelleşmiş kromatoforların içinde yer alırlar. Bu kristaller iridoforlar içinde hareket etmek için fazla büyüktür ama yansıtıcı yüzey ya da temel veya yapısal renklenme sağlamak için yığılmıştır. İridoforlar özellikle küçük açık deniz balıklarındaki gümüş parlaklığın kaynağıdır. Bu hücreler güçlü ışık yansıtıcılarıdır ve balığın yukarıdan bakıldığında koyu, aşağıdan bakıldığında parlak göründüğü ters gölgeleme efektinden sorumludur. Bu mekanizma av olmaktan kurtulmaya yardımcı olur.
Pigmentler renkleriyle karakterize edilirler. Karotenoid pigmentleri kırmızı ve turuncudur. Ksantofiller sarıdır. Melanin pigmentleri siyah ve kahverengidir. Phycocyanin mavi-yeşil alglerden elde edilen mavi pigmenttir. Mavi pigment içeren hücrelerin üzerinde yer alan sarı pigment içeren hücreler yeşil renk üretir. Balıklar bazı pigmentleri üretebilir, fakat diğerleri diyetle saplanmalıdır. Siyah ve kahverengi pigmentler melanosit denen hücrelerde üretilirler. Balıklar karotenoid ve ksantofil pigmentlerini üretemezler, dolayısıyla bunlar diyetle sağlanmalıdır.
Doğal pigment kaynakları çoğu balığın diyetinde hazır bulunur. Renk arttıran diyetler süs balıklarının renklerini arttıran ek doğal pigmentler içerir.Çoğu deniz ve birkaç tatlı su omurgasızında bulunan karotenoid pigmenti astaxanthindir. Bu pigment somon etine karakteristik rengini verir ve somon eti, karides ve kril şeklinde balık diyetlerinde hazır bulunur. Saf astaxanthin ya da canthaxanthin (yapay astaxanthin) kırmızı ve turuncu rengi arttırmak amacıyla balık yemine katılabilir. Bu karotenoid pigmentleri ete istenen kırmızı rengi verebilmek için çiftlik üretimi somonların ve alabalıkların yemine sıklıkla katılır. Ksantofiller (sarı pigmentler) sarıları güçlendirmek için diyete eklenebilecek glüten mısır unu ve kurutulmuş yumurtada bulunur. Kadife çiçeklerinin taç yaprakları da bir ksantofil kaynağı olarak kullanılmaktadır. Mavi-yeşil alg spirulina zengin bir phycocyanin kaynağıdır ve mavi rengi arttırma amacıyla diyete eklenebilir. İlave pigmentlerin pahalılığı bu pigmentlerin tropikal balık yemlerindeki miktarını çoğunlukla sınırlar. Bu doğal pigment kaynakları süs balıklarının renklerini arttırmada kullanılan birkaç yöntemle ters düşer.
Süs balıklarının renklerini arttırma konusu balıkların boyanmasından sözetmeden eksik kalırdı. Cam balığı gibi renksiz balıkları boyama alışkanlığı oldukça yaygın hale gelmiş durumda. Neon renkli boya zehir içermez, ama ele alma ve boyama yol stresiyle birleştiğinde sıklıkla hastalıklara davetiye çıkarır. Bu balıklar sıkça beyaz benek ve mantar enfeksiyonlarına maruz kalırlar. Boya zamanla çıkar ve balık eski renksiz haline geri döner, bu boyalı balık için para veren biri için daha can sıkıcı olabilir. Renksiz balıkları boyamak son zamanlarda popüler oldu. Bu balıklar su içeren boyaya batırılırlar ve bu batırma ve tutma bahsettiğimiz hastalıklara yol açabilir. Hormonlar sahte bir erken erginleşmeye neden olarak renk arttırmada kullanılabilir. Diyetle verilen testosteron kromatoforlardaki pigmentlerin erken depolanmasını ve sergilenmelerine neden olur. Soluk renkler sergileyen yavru balık bu sayede tam yetişkin rengi sergiler. Hormon verilen balıklar çoğunlukla tamamen erkek, kısır olurlar ve renklenmenin devamı için sürekli bir hormon takviyesi gerekir. Yavru balıkların cinsiyeti genelde belli değildir ve sıkça testosteron içeren hormon diyetleri tüm yavruları erkek yapar. Kontrolsüz testosteron dozları balığı kısır yapar. Hormonların içeriden üretimi kesilir, böylece hormonlu yem kesildiğinde renk devam etmez. Hormon içeren balık yemlerinin Tilapia (oreochromis sp.) diyetlerindeki ticari kullanımı yasaldır. Tilapia üreticileri bu balıkların satış boyuna gelmeden önce erginleşmeleri engeliyle karşılaşırlar. Tilapiaların üremesine ve erginleşmesine izin verilmesi değişik boy sınıflarının oluşmasıyla ve büyüyen balıkların kavruk kalmalarıyla sonuçlanır. Yem enerjisi de et üretimi yerine gamet üretimine gider. Hormon içeren yemler tamamen erkeklerden oluşan tilapia büyüme gruplarının oluşumu için kullanılmaktadır. Erkekler daha hızlı büyüdüğü için bu diyetler testosteron içerir. Yem büyüme aşamasından önce yavru balığa verilir ve şu anda insan tüketimi için üretilen balıklar için FDA* onayı beklemektedir. Son duruma göre bu yem süs balıkları yetiştiricileri ve hobiciler arasında fazla yaygın değildir, çiklitler haricinde tüm süs balıklarını kapsayan yetişkin olarak satılan balıkların rengini arttırma gibi kısıtlı bir kullanımı vardır. Satın aldığınız balığın hormon içeren bir diyetle beslenip beslenmediğini anlamanın dikkatli olmaktan başka özel bir yolu yoktur. Gerçek olamayacak kadar iyi görünüyorsa, büyük olasılıkla böyledir!
Su kalitesi de süs balıklarının renklenmesinde destek rolü oynar.Düşük kaliteli su balıklarda stresi arttırır ve renkleri soluklaştırabilir. Yüksek kaliteli bir biyolojik filtre ve rutin -en azından iki haftada bir- su değişimleri balıkların en parlak renklerini göstermelerini sağlayan bir çevre yaratır.
Hobiciler kendi renk arttırıcı diyetlerini denemek isteyebilirler. Başka yayınlarda geçen birkaç jelatin temelli tarif var, özellikle Moe (1982) ve Konings (1993). Ben bu diyetlerin protein kısmının (karides, balık, mürekkepbalığı vb.) somon etiyle değiştirilmesini öneririm. Somon kırmızıları güçlendien carotenoid pigmentleri için iyi bir kaynaktır. Ayrıca, protein kaynağı olarak somon kullanıldığında tüm önemli aminoasitler sağlanmış olacak, somondaki yüksek yağ içeriği proteinin daha iyi kullanılmasını sağlayacaktır.Yüksek kaliteli saf spirulinanın eklenmesi mavi pigmentleri arttıracaktır. Bu akuakültür tedarikçilerinden satın alınabilir. Her tür jelatin temelli diyet tazeliğini korumak için dondurulup stoklanmalı ve birkaç hafta içinde tüketilmelidir. İyi su kalitesiyle birlikte pigment kaynaklarınca zengin, çeşitli bir diyet balıklarınızın renklerinin canlılığını garantileyecektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder